31 Ocak 2012 Salı

Adsız gemi

Eski defter ve kitaplarını kurcalarken bir kitabın arasından düşen bir not onu geçmişin biraz bulanık, biraz sıcak sularına götürmeye yetmişti. Dudaklarında tedirginlikle beraber ufak bir gülümseme belirdi ve düşünmeye başladı. 
Ve aklından geçenleri yazmaya ..

Soğuk bir kış gecesiydi diye başlamak istedi önce, sonra ne kadar sıcakladığını farketti, vazgeçti. Birden duvardaki saati hatırladı, ne akrep yelkovanı kovalıyordu ne de yelkovan akrebi. Günde sadece iki defa doğru saati gösteriyordu, 03:02'yi .. Nedense hiç değiştirmek istememişti. Sonra neden o geceyi yaşadığını düşündü, bulanık sulara daldı, biraz ıslandı gömleği. Sıcak sularda boğulur gibi oldu hıçkırıklara, kimsenin uyanmasını istemedi, engel oldu ona da. Aklına getirmek istemediği onca hatıra gibi. Nerden gelmişti aklına bu defter ve kitaplar. Ve o not nerden ilişmişti gözüne, ne işi vardı orda. Halbuki uzun süreden sonra güzel bir akşam geçireceğini umuyordu. Bu düşüncelerle tekrar anılara daldı hiç istemeden. Not hâlâ avucunda, varacağı limanı bekliyordu, O ise okyanusta olabildiğince açılmak niyetindeydi. Hiçbir liman O'na göre değildi ya da O, limanlarda demirlemek istemiyordu artık. Farklı bir yaşam diliyor, farklı anılar bırakmak istiyordu geride. Daima hatırlamak isteyeceği ve dalmaktan çekinmeyeceği güzel anılar ..

Kendine geldiğinde sayfaya sadece bir nokta koyduğunu farketti. Henüz bir harf bile konduramamıştı günlüğüne. Aklından geçen onca şeye ve yazmayı o kadar sevmesine rağmen. Sonra attı kalemi ve defteri bir kenara, pencereyi açtı ve soğuk havayı iliklerinde hissedene kadar çekti içine. Biraz da olsa kendine gelmişti. Sonra neden bu karlı havada içeride oturduğunu sordu kendine. Dışarıda cıvıl cıvıl oynayan çocukların aksine. Dışarıya çıkmalı ve çocuklara karışmalıydı. 
Not ise hâlâ avucunda, varacağı limanı bekliyordu ..         

30 Ocak 2012 Pazartesi

Yazmaya dâir


Hayatı yazmak .. İddialı bir cümle. Aşk ile .. Daha iddialı.

Ömrü boyunca birçok insan birçok defa aşık olduğunu düşünür veya iddia eder. Fakat çok azı gerçek aşkı veya aşkını yakalamış, bulmuş olduğunu düşünür. Gerçek aşkı yakaladığını düşünen bu cüz'i miktardaki aşıkların serüveni başlamış demektir. İşte bunlar hayatı yazmaya 
aday aşıklardır ..

Yazmaya başlamayı düşünürken en çok takıldığım nokta neden benden daha fazla düşünen, hisseden, aşık olan, kalemi düzgün kişilerin bir platform üzerinde yazmadığı ve onlara rağmen benim bunu düşündüğümdü. Belki de bu kadar iddialı bir başlık bu düşüncenin ürünüdür, bilemiyorum. Yazabilmenin veya benim değimimle hayatı yazabilmenin en popüler ve anlaşılabilir tarafı aşık olabilmek, hissedebilmek. Şair ve yazarlara baktığımızda birçoğunun sevgiye dâir bir arayış içerisinde olduklarını görebiliyoruz. Aralarında olmak ümidiyle .. 




25 Ocak 2012 Çarşamba

Bismihû


Muhakkak ki sözler Allah'a hamd ve Resûlüne salâvat ile başlamazsa başı da sonu da eksik kalır. Çünkü biri mahlukâtın yaratıcısı, insana sevmeyi, okumayı ve yazmayı öğreten iken diğeri âlemlerin rahmeti, insanlara nasıl seveceğini ve düşüneceğini gösterendir ..

Her sözün, her düşüncenin, her eylemin bir başlangıcı olduğu gibi insanların da başlangıcı Âdem iledir. Hem ilk insan hem de ilk peygamber olmak ile müşerref olmuştur. Ayrıca insanoğluna bahşedilen sevgi, düşünce, ifade etme gibi tüm kavramlar ilk onda vücut bulmuş, kendisinden sonra yaratılan Havva ile tüm insanlığa şifa ve yeryüzünde insan varlığının bir anlamı olarak yüreklerinde yer bulmuştur. Öyle ki insanoğlu Âdem ve Havva ile gelişmiş, onların birbirleri ve yaratıcı ile olan sevgi ve muhabbet bağlarıyla birlikte bu zamana kadar gelmiştir ..

***
Şüphesiz bu ortamda yaratılış kavramı üzerine açıklamalar yapıp yorumlar getirmek niyetinde değiliz fakat bizlere kadar gelen ve bu satırları okumanıza vesile olan kavramların temelde nereden geldiğini bilmek ve bunu ifade etmek gerektiğini düşünüyoruz. Bu şekilde kısa bir girizgâh yaptıktan sonra yüreğimiz hissettiği ve kalemimiz sağlam olduğu sürece satırlar ve sayfalar arasında dolaşmaya, hayatı yazmaya devam edelim ..